Faşizan / Bölüm 4

fszn

2047 yılında FST’nin hükümeti devrilmişti ve eski yönetim geri gelmişti. Faşizan’dan haber yoktu. Kimse nerede olduğunu bilmiyordu. Herkes merak etse bile kimse bunu soramıyordu. Canımı sıkan, yönetim ne olursa olsun insanların konuşmaktan kaçınmalarını görmekti.

2047 yılının son günlerinde yeni devlet başkanı bir açıklama yaptı televizyonlardan. FST’nin tüm izlerini başarıyla silmişlerdi ve yasaklar da kalkmıştı. Eskisi gibi sıkı sansürler yoktu artık; ama tek bir şey vardı onu da ortadan kaldırmak gerekiyordu. O da Faşizan isimli bölücü idi. Anlaşılmıştı ki Faşizan öldürülecekti.

Yıllar önce bir gencin kendini yaktığı meydanda büyük bir darağacı kuruldu. Faşizan burada asılacaktı. Herkes bu anı görmek için meydana koşmuştu. Yuhalamalar ve nefret tezahüratları arasında Faşizan, darağacına çıkarıldı. Küçücük bir adamdı. Herkes şaşkınlık içindeydi. Bu küçücük adam son 30 yıla ve tüm dünyaya damgasını vurmuştu. Başındaki küçük çuval çıkarıldı. Faşizan, darağacı önündeki kürsüye doğru yürüdü, elindeki kağıdı açtı, mikrofonu kontrol etti, dünya, onun sesini ilk kez duyuyordu.  Konuşmaya başladı. Bir devir işte o konuşma sonunda bitecekti.

“ Sevgili Yurttaşlarım. Size kendimi tanıtmak istiyorum. Beni kimse tanımazken ölmek istemiyorum. 2000 yılında doğdum. Gerçek ismimin önemi yok. Beni Faşizan olarak tanımaya devam edin. 2015 yılında bir kıza aşık oldum. Daha 15 yaşımda, ilk aşk acımı yaşadım. Bu acı bende bazı şeyleri değiştirdi. Bundan böyle hiç mutlu olamayacağımı düşünmüştüm o yıllarda; ama sonra tekrar aşık oldum. İnsan ikinci kez aşık olunca her şeyin geçeceğini sanıyor. Bu kez mutlu olacağını düşünüyorsun; ama aşk’ta mutlu olma ihtimali milyonda bir. İki kişinin birbirini aynı anda sevme ihtimali çok düşük. Hatta imkansız belki de. İkinci kez aynı acıyı yaşadığımda ise artık iyice çılgına döndüm. Onun sevdiği kişi olmak için dünyayı yakabilirdim. Onun bahsettiği bütün erkekleri birer birer vurabilirdim. Ve eğer beni sevecekse kendimi bile öldürebilirdim. Aşk, beni faşist biri yapıyordu. Bu sebepten artık Faşizan olarak anılmak istedim. İnsanların birbirlerini sevdiği bir ülke hayal ettim kendime. Aşık insanların, karşılık bulduğu bir dünya vardı kafamda.

Kendime bir internet sitesi açtım. Başlarda yalnızca sinirimi atmak için kullandığım bir yerdi. Kendi kendime bildiriler yayınlıyordum. Kafamdaki dünyayı internette canlandırma imkanı buluyordum. Sonra FST çıktı ortaya. Küçük bir grup olduk. Sanal bir ütopik aşk cumhuriyeti kurduk. Vatandaşlarının birbirlerini görmeseler bile, birbirlerine ve fikirlerine saygı duyduğu, birbirlerini sevdiği bir cumhuriyettik.

Sonra FST, bunu gerçek dünyada uygulamak istedi. Kabul ettim. İnsanın fikirlerinin uygulandığını görmesi inanın bana müthiş bir şey. FST, toplantılar yapmaya başladı ve bildirilerimi insanlara ulaştırdı. Devlet, bunu farkettiğinde yasaklamalar başladı. İnternet sitelerim kapatıldı, FST toplantıları basıldı ve insanlar tutuklandı. O insanları kurtarmak için harekete geçmeliydik. Dünya kurtarılmalıydı. Fikir Öncülerimizden Sait Faik’in bir dizesini ilke edindik; “Dünya’yı güzellik kurtaracak. Ve bir insanı sevmekle başlayacak her şey.”

Aşk Hareketi’nden etkilenen insanlar kendi eylemlerini yaptılar. Sokaklar aşk şarkıları, ilanı aşklar ve çiçeklerle süsleniyordu. Her şey güzel gidiyordu ve biz çok mutluyduk bu yüzden. Bu mutluluk sarhoşluğu içinde FST silahlanıyordu. Tutuklanmalardan sonra bu karara varılmıştı ve bana haber verilmemiş, fikrim sorulmamıştı. Sevgili Aşık, Ferhat’ın güvenlik güçleri tarafından öldürülmesi ile birlikte işler çığırından çıktı. Artık geri dönüş yoktu. Güzelliğin dünyayı kurtarması için kan dökülmesi gerekiyorsa dökülmeliydi.

Yıllarca süren çatışmalardan sonra FST hükümeti devirip başa geçti. Başından beri planımız sanal dünyada yarattığımız o ütopik aşk cumhuriyetini gerçek hayattta uygulamaktı; ama FST yolundan saptı. Gücü ellerine geçirip istedikleri yapıyı kurmaya başladı ve bunu, benim fikirlerimi örtü olarak kullanarak yaptılar. O günlerde kendilerine karşı çıkışlarım bir işe yaramadı.

Yine bir aşk acısı çekiyordum. Kendi yarattığım harekete aşık olmuş, onun ne hale geldiğini görememiştim ve sonunda aşık olduğum hareket gitmişti. Ütopik aşk cumhuriyeti hayalim, faşist bir diktatörlüğe dönüşmüştü. FST ve diktatörlüğü üzerinde hiçbir söz hakkım yoktu. Fikirlerim harap edilmiş ve FST’nin güdümünde ölümcül bir şey olmuştu.

 
Yıllar önce burada kendini yakan o gencecik delikanlının, öldürülen Ferhat’tan hiçbir farkı yok benim için. Sizin için de öyle olmalı.

Bugün burada benim ölmemi izleyen yurttaşlarım. Birçoğunuzun nefretini kazandığımı biliyorum. Ulu Önder’imizin bir sözünü hatırlıyorum bu sahneyi görünce; “Bugün sizi alkışlayan bu topluluk yarın sizi yuhalar!”

Bu sözlerimle size sitem etmiyorum. Yalnızca bir şeyi söylemek istiyorum sizlere. Ne olursa olsun, söylemek istediklerinizi söyleyin. Ülkenin başındakiler ne diyorsa onu yapmaktan sakının. Ancak kendi fikirlerinizle ve davranışlarınızla varolabilirsiniz.”

Faşizan / Bölüm 4

Faşizan / Bölüm 3

fszn

7.

FST’nin ilk icraati devrilen hükümet yetkilierini hapsetmek oldu. Sonrasında tüm kadrolar değiştirildi. Ordunun büyük bir kısmı lağvedilip yalnızca savunma stratejilerine yetecek bir kısmı bırakıldı. Bu kalan kısım da periyodik olarak lağvedilecek ve ülke silahsızlandırılacaktı. İç güvenliği sağlamak için ordudan ayrılan personel kullanıldı. Bu personelin FST ilkelerine tam olarak bağlı olmaları şartı aranmıştı.

FST, Faşizan’ın önderliğinde yeni kanunlar çıkarmaya başlamıştı. İlk çıkarılan kanun paketi, artık yasak olmayan Faşizan’ın kendi internet sitesinden bildirilmişti ve gerçekten çok sert kanunlardı.

Bildiri 585/957
Sevgili Yurttaşlarım, FST tarafından hazırlanan yeni  ve kapsamlı kanunlar yürürlüğe girene kadar aşağıdaki emirler geçerlidir. Kendi refahları için her vatandaş kanunları anlamalı ve uygulamalıdır.

1-      Ülkede yaşayan herkes mutlu olmak zorundadır. Mutsuz olmak ikinci bir emre kadar yasaklanmıştır.
2-      Her birey aşık olma, sevme, aşkını ilan etme hakkına sahiptir. Bu hakkın bireyin elinden alınması geri dönüşü olmayan cezalar ile sonuçlanacaktır.
3-      Sevenler kavuşmak zorundadır. Bu kavuşmaya karşı çıkanlar kurulacak mahkemelerce cezalandırılacaktır.
4-      Nefret etmek, sinirlenmek, kin beslemek yasaklanmıştır.
5-      Küfür, hakaret, alay etmek yasaklanmıştır.

 

 

8.

2040 yılındaki FST başarısından sonra işler bir dönem iyi gitse de sonrasında sarpa sarmaya başlamıştı. FST’nin çıkardığı kanunların birçoğu Faşizan’ın düşüncelerine ters gibi dursa da Faşizan’ın aksini söylememesi yüzünden insanlar sesini çıkarmıyordu. Bu yeni kanunların yayınlanmasından sonra artık bir kişi kanunları kullanarak aşkına kavuşabiliyordu. Bir aşığın mutluluğu kanunlarla güvence altına alınmış gibiydi. Sevdiğine kavuşmak isteyen insan gerekli merciilere başvuruyor ve sevdiği kızın bilgilerini veriyordu. Aile Bakanlığı yetkilileri karşı tarafın evine gidiyor ve onu alıp kendisini seven kişiye teslim ediyordu. Kanunlar gereği seven biri aşkına karşılık bulmak zorundaydı çünkü. Teoride güzel bir uygulama gibi gözükse de, bir kızı seven iki kişiden hangisi daha önce başvuru yapmışsa aşkına o kavuşuyordu. Aynı şekilde aynı erkeği seven iki kadın arasında da bir bürokratik savaş başlıyordu. FST’den tanıdığı olan kişilerse isimlerini üst sıralara yazdırıp daha hızlı kavuşabiliyorlardı sevdiklerine. Kimse karşı çıkmıyor olsa da; bir gün bu işe karşı çıktı. Hem de çok ateşli bir karşı çıkıştı bu.

İsmini tam olarak bilmediğimiz bir genç, aşkına kavuşabilmek için başvuru yapmıştı. Sevdiği kız da onu seviyordu ve kavuşacakları yasal ortamın hazırlanmasını bekliyorlardı; ama FST’den tanıdığı olan biri araya yetkilileri sokmuş ve kıza olan aşkının başvurusunu kabul ettirmişti.  Asıl sevenler birbirlerine kavuşamamışlardı. Bunun üzerine sevdiği kız elinden alınan genç, şehrin en büyük meydanında kendini ateşe verdi. Yanarken bağırdığı tek şey ise; “Bir tek ölüm bizi ayıramaz!!”

Bu karşı çıkıştan sonra ülkede intiharlar ve cinayetler patlak verdi. Sevdiğine “yasal olarak” kavuşamayanlar ellerine silah aldılar ve ya kendilerini ya da başkalarını öldürdüler. Ve Faşizan uzun bir aradan sonra beklenen o bildiriyi yayınladı.

Bildiri 1568/54874321
FST üyeleri yürürlüğe soktukları kanunlar ile vatandaşların aşklarını korumaya altına çalışmışsa da uygulamadaki hataları yüzünden insanlar mağdur olmaktadırlar. FST üyeleri bu hatalarını düzeltmeli ve kanunlardaki boşlukları doldurmalıdırlar. Aşık’ların neler yapabileceğini zaten bir kez görmüşlerdi.

 

9.

2045 yılında FST, artık yönetimi iyice ele almış ve Faşizan’ın varlığını yok saymıştı. Ayrıca devrilen hükümetin yurtdışına kaçan yetkilileri kendilerine yandaş bulmuş ve ülkeyi ele geçirmek için harekete geçmeyi planlıyorlardı. Ülke karışıyor, aşıklar ölüyor, güzellik yakıp yıkıyordu. FST’nin iç güvenliğe getirdiği ordu eski personelleri arkalarına güzelliği almış, başka bir aşkla vuruyorlardı önlerine gelene.

Sokak böyleyken FST içinde de karışıklık vardı. Yaşanan kaos ortamında FST’nin başına geçmeye çalışanlar birbirlerinin kuyularını kazmakla uğraşmıyor, karşılarında kim varsa öldürüyorlardı. Faşizan yeni bildiriler yayınlıyor; ama etkili olamıyordu. FST zaten onun varlığını çoktan reddetmiş, halksa Faşizan’ın etkisiz kaldığını anlamıştı. FST, onunla beraber yönetime gelmiş; ama sonra gücün esiri olup bir diktatörlük kurmuştu. Daha en başından “Gamalı Kalp” bunu gösteriyordu; ama anlamamıştık. Zafer sarhoşuyduk. Hatta aşk sarhoşuyduk.

Faşizan sessizdi. Herkes bir bildiri bekliyordu; ama o ortalıkta yoktu. Ülkeyi geri almayı planlayanlar harekete geçmişlerdi. Sınırlardan ordular ülkeye akıyordu. Hiçbir şekilde karşılık veremiyordu FST. Tüm cephelerde yeniliyordu, bir avuç sanılan ordusunun gerçek büyüklüğü anlaşılmış, tüm personeli cephelere sürülmüştü; ama karşılarındaki ordular kendilerinden kat kat üstündü ve halktan da bekledikleri desteği alamadı.

Faşizan, internet sites yasaklanmadan önce son bir bildiri yayınladı.

Bildiri 55/8413548
Hareket’in başarılı sonuçlanmış olması tek başına yeterli değildi, gerisi gelmeliydi; ama FST’nin güce tapınması sonucunda dünyanın ilk ütopik aşk cumhuriyeti planı son buldu. Tüm Aşık’lardan FST belası için özür diliyorum.

Faşizan / Bölüm 3

Faşizan / Bölüm 2

fszn

4.

2026 yılında FST’nin toplantılarına ilk kez katıldığımda işlerin bu kadar büyüyebileceğini ve kötüye gideceğini tahmin edemezdim. Ben, saf duygularla aşkına karşılık verilmesini bekleyen bir çocuktum. Toplantıya katıldığımda anladım ki yalnız değilim. Benim gibi onlarcası var. Hatta belki de binlerce, milyonlarca. Aşkına karşılık alamayanların gizlice buluştuğu bu toplantılarda aşk ile ilgili her türlü şeyden bahsediliyordu. Devletin yasakladığı tüm o kelimeler bu toplantılarda rahatça dile getirilebiliyordu. O güne kadar duymadığım bir sürü ismi o toplantılarda öğrendim. Hareketin fikir öncülerinden sayılan bazı şairlerin şiirlerini ezberliyorduk. Başucu kitapları ediniyor, aşk filmleri izliyorduk. Toplantılarda imkansız aşkın olmadığını öğreniyorduk.

Bildiri 854/7854
Harekete dahil olan her vatandaş, bundan böyle ‘aşık’ olarak anılacaktır. Aşık’lar bu dünyanın kurtuluşundaki yegane kahramanlar, barış ve sevgi yolundaki birer neferdirler. Onlar, insanlığın ihtiyaç duyduğu sevgiyi taşıyan ve yayan birer aşk elçisidir.

5.

Ne zaman silahlanıldı bilmiyorum; ama ilk silahlı çatışmalar 2030 yılında başladı. Faşizan’ın bildirilerine göre hareket eden FST, hükümete karşı ayaklanmıştı. Söylenilene göre ilk kurşunu devlet sıkmıştı.

Büyük Aşk Tarihi’nde anlatılan bir hikayenin canlandırması için Aşık’lardan biri bir dağı delmeye başladı. İsmi Ferhat olan bu Aşık, adaşı olan Yüce Aşık Ferhat’ın izinden gitmek istemiş ve onun yaptığı gibi dağı delmeye başlamıştı. Amacı, ne bir köye su getirmek, ne de sevdiği kıza gücünü göstermekti. Amacı, Yüce Aşık’ların izinden gitmeye çalışmaktı; ama bunu duyan devlet harekete geçti ve güvenlik güçleri soluğu Ferhat’ın yanında aldı. Onu durdurmaya ve tutuklamaya çalıştılar. Ferhat, güvenlik güçlerine karşı koydu ve dağı delmeye devam etti. Bunun üzerine güvenlik güçleri, kendi söylediklerine göre, uyarı ateşi etti; ama yanlışlıkla Ferhat vuruldu. Bunun üzerine FST, ilk silahlı eylemini gerçekleştirip bir karakolu yerle bir ettiler.

Etki tepkiyi doğurmuştu ve döngü başlamıştı. Devlet ve FST artık katlanarak artan bir şiddetle birbirlerine saldırıyorlardı.

Bildiri 12568/153
Devlet, Aşık’ları öldürebileceğini sanabilir; ama her ölen Aşık diğer Aşık’ların vücutlarında tekrar hayat bulur. Aşk, onları ölümsüz kılar.

Devlet, Aşık’ları silahlı örgütlenmeye zorlamıştır. Güzelliğin kazanabilmesi için her Aşık, elinden geldiğince Hareket’e destek vermeli ve güzelliğin gücünü göstermelidir.

 

6.

Yıllarca süren çatışmalar sonucunda Aşk Hareketi galip gelmiş, hükümet devrilmiş ve FST başa gelmişti. Milyonlarca yıllık insanlık tarihinde ilk kez bir ülkeye aşk hükmediyordu artık. Rüya gerçekleşmişti. Güzellik kazanmıştı; ama çok fazla kayıp verilmişti.

Hareket’in başarılı olmasından sonra Faşizan bir bildiri daha yayınladı ve bütün aşıkları kutladı. Bu başarının,  yepyeni ve aşk dolu bir çağın başlangıcı olduğunu söyledi. Herkes çılgınlar gibi seviniyordu. Bütün dünya aşkın galip geldiği bu ülkeyi konuşuyordu.

FST’nin başa geçmesinden sonra Faşizan önderliğinde yeni kanunlar çıkarılmaya başlandı. FST’nin resmi arması olarak “Gamalı Kalp” adını verdikleri bir amblem seçildi. Seçilen bu manidar amblemin gerçek anlamını değil biz, Faşizan’ın kendisi bile anlamamıştı o yıllarda.

Bildiri 7965/5625878
Ülke, artık yepyeni bir döneme girmiştir. Hareketimizin başarısından bütün dünya hayrete kapılmış halde. Hareketimizi örnek alan bir çok ülke kendi hareketlerini başlatmak için örgütlenmeye başlamışlardır. Dünyayı kurtaracak olan güzelliği tüm dünyaya duyuran siz değerli Aşık’ları canı yürekten kutlarım. Bu yeni dönemin müjdecisi olarak, yapılacak yeni kanunlar ile artık daha refah bir ülkede yaşayacağımızdan eminim artık. Bu süreçte Aşık’lar ellerinden geldiğince destekte bulunmalıdırlar.

Faşizan / Bölüm 2

Faşizan / Bölüm 1

fszn

1.

Zamanın çok önemli olmadığı yıllar..

İster 2040 deyin ister 1140, farketmez. Önemli olan devrin içinde bulunduğu hal. Önemli olan insanların ne halde olduğu.

2020 yılında bir adam çıktı ortaya. Nereden geldiğini, kim olduğunu net olarak bilen yoktu. Neye benzediğini çok sonraları öğrenecektik. Onu, yayınladığı bildirilerden tanıyorduk. Kendine Faşizan diyordu. İsminin bir önemi olmadığını, aramızdan herhangi biri olduğunu söylüyordu. Bilmemiz gereken tek şeyin aşk’ın tek gerçek kudret olduğu ve dünyayı güzelliğin kurtaracak olmasıydı. Herkes gibi ben de inandım. Dünyayı kurtaracağı söylenen güzelliğin gerçekten de ne kadar büyük bir güç olduğunu anlamıştık; ama çok geçti artık.

Dünyayı güzellik yok ediyordu ve çok iyi hatırlıyorum; bir insanı sevmekle başlamıştı her şey!

Bildiri / 2156 – 206

Aşk, insanı güzelliğe ulaştırabilecek yegane şeydir. Güzellikse dünyayı kurtarabilecek en büyük güç. Halk, eğer aşka ve güzelliğe inanırsa dünyadaki kötülük oratadan kalkabilir ve savaş ortamı son bulabilir. Milyonlarca yıllık tarihteki barış içinde geçen yıl sayısı sadece on’larca ise bu aşkın ve güzelliğin yerinin kötülük ve nefretin aldığını gösterir. 

 

2.

2025 yılında çocuk sayılabilecek yaştaydım. İlk kez aşık olmuş ve bu duygunun ne kadar ilginç olduğunu tecrübe ediyordum. Birini seviyor olmanın güzelliği yanında, ne kadar da acı veren bir şey olduğunu da o yıllarda öğrenmiştim. Çocuk olmanın güzel yanı düz mantık düşünülmesidir. Aşkınız yüzünden canınız yanıyorsa, sevdiğiniz kızın saçını çekersiniz. Onu sevdiğiniz için canınız yandığından saçlarını çekip acı duymasını sağlarsınız ki o da sizi sevsin. O yıllarda aşk’ın tek maddi karşılığının acı olduğunu bilirsiniz. Sonraları unutursunuz. İzlediğiniz filmler, duyduğunuz hikayeler hep aşkın güzel bir şey olduğunu söyler size çünkü.

İlk kez 2026 yılında bir kağıt parçası geçti elime. Kağıtta yalnızca üç cümle yazıyordu. “Aşk’ın gerçekten ne olduğunu merak ediyor musun? Aşk’ın sana neler yaptığını anlayamıyor musun? 12.05.2026 günü Liman’da. FST.” Tarihin geçen hafta olmasına üzülmüştüm. Merak ettiğim şeyleri nasıl bilebilirler diye de düşünmeden edememiştim. Ta ki bir hafta sonrasına kadar…

Bildiri / 126-215

Birini sevmeniz yüzünden acı çekmeniz sizin kaderiniz değil. Bu acının kaynağı o. Sizin aşkınıza karşılık vermeyerek sizi sonsuz acıya iten kişidir suçlu. Siz hayatınızı onun önüne sermek için hazırken sizi reddetmesi açgözlülüğünün göstergesidir. O, dünyadaki tüm savaşlara, açlğa, yoksulluğa, cahilliğe sebep olan nefret ve kötülüğün neferidir.

  

3.

2011 yılında bir internet sitesi üzerinden başladığı iddia ediliyor Aşk Hareketi’nin. Faşizan’ın kendi kurduğu bir blogdan yaptığı yayınlardan etkilenen bir grup insanın Faşizan Sempati Topluluğu’nu kurması sonucunda kitlelere yayılmaya başlamış. Faşizan, internetten yayın yapıyor FST ise bildirileri basılı hale getirip insanlara dağıtıyordu. İnsanların bu bildirilere ulaşmasının tek imkanı FST’nin onlara ulaştırması idi. Faşizan’ın tehlikeli fikirlerini farkeden hükümet Faşizan’ın sahip olduğu tüm internet sitelerini engellemiş; ama Faşizan yılmamış ve bildirilerini şifreleyerek yayınlamaya başlamış. Bunun için eskilerden bir yazarın adını kullanmış. Onun şiirlerini kullanarak kendi bildirilerini yayınlamış. Bunu da farkeden hükümet içinde faşizan, faşist, aşk, güzellik geçen kelimelerin olduğu siteleri de engellemişti. Halk, sadece Faşizan’ın bildirilerinden değil, içinde güzellik geçen her şeyden mahrum kalmıştı.

Faşizan’ın başlattığı Aşk Hareketi, hükümet politikaları ile ülkeyi bir anda güzellikten uzak bir yere getirmişti. Güzellikten bahseden her şey yasaklanmıştı; edebi eserlerin neredeyse hepsi, güzellikten bahseden şarkılar, resimler, filmler, tiyatro oyunları. Ülke güzellikten uzaktı. Sinemalarda savaş filmleri, edebiyatta politik kurgular, tiyatrolarda ağır tragedyalar, şarkılarsa zaten artık yoktu. İnsanların  şarkı diye dinlediği tek şey savaşa giden orduların dinlediği marşlardı. Hükümet, kendi kendine bir darbe yapmıştı ve her zamanki gibi en çok halk darbe almıştı.

Bildiri / 358-985

Devlet, aşkın önüne geçemez. Devlet eliyle yasaklanan aşka direnmek için halkın toplu halde tepki göstermesi şarttır. Toplu eylem planına dahil olmak isteyen her vatandaş, halka açık yerlerde aşkını ilan etmeli, meydanlarda aşk şarkıları söylemeli, ellerinde çiçeklerle ordu karagahlarına yürümelidir. 

Faşizan / Bölüm 1